Ana Sayfa / Sayılar / 2016 / Sonbaharın savrulan yaprakları

Sonbaharın savrulan yaprakları

Biz, “Yaz bitti, sonbahar geç gelecek” derken, ne bilelim sonbaharın çınar yapraklarıyla beraber adanın sevilen simalarını ve adaya geçmişte iz bırakmış dostlarını da savrulup götürecek.

1999 yılında yine bir sonbahar eylülü, yazdan kalma günlerini yaşıyor. O zamanlar iki film birden sloganını aratmayan bir sinema platosuna hakim bir ada sonbaharı yaşanıyor. Öyle ki akşamları rahmetli Mehmet Boruzan’ın önü ünlüler geçidi. Her bir masada bir sanatçı dostumuz arkadaşlarıyla, akrabalarıyla ya da eşiyle keyifli bir gece geçiriyor.

Günlerden bir gün, biz de ailemizle beraber bir masada yerimizi aldık. Ne de olsa film ekibiyle beraberiz. Keyifli bir rakı muhabbeti yaşayalım derken arka masada küfürlü konuşmalar var. Ama enteresan olan o galiz küfürler bir bayanın ağzından çıkıyor. Biz zaten bir dubleyle kafa olduk, bir iki kere ters baktık ama nafile. O saatten sonra bizde film bitti kameralar stop! Arkamı dönüp masayı devirdiğimi hatırlıyorum. Bir baktım biri sardalyanın yaprağa sarılması gibi beni kucaklayıp mutfağa götürdü. Ne göreyim, rahmetli Tarık Akan beni yengeç gibi sarmalamış sakinleştirmeye çalışıyor. Oturduk, kız arkadaşı, O, ben bayağı bir muhabbete girdik.

En son ova mevkiinde kameramanların hatası yüzünden yanan ormanlık alanın söndürülmesinde çok çaba harcamış, çok üzülmüştü. O gün çekimlerini iptal edip, film ekibine çok kızdığını, ormanın son halini görünce de gözlerinin dolu dolu olduğuna  şahit olmuştum.

99 eylülün yaprakları… Zeki Ökten, Atıf Yılmaz, Şükran Güngör, Zeki Alasya ve son olarak da Tarık Akan… Gittiğiniz yerde yeşillikler içinde, bütün dostlarınızla beraber o günleri bir kere daha yad edersiniz.

Son olarak da Hiko Dayı… Bazen laflar kifayetsiz kalıyor. Bir varız, bir yokuz. Bazen burda doğup büyümek yetmiyor insana. Kısa süren yaşamında, dar alanda paslaşmalarla, bir insan ancak bu kadar iz bırakır ardından, bir insan bu kadar ağlatır peşinden… Adanın Pollyanna’sı gitti, gençlerin Hiko dayısı, benim eşofmanlı rakibim gitti. Bir eylül fırtınasında hepinize güle güle!

[Bu yazı Ekim 2016’da Bozcaada Mendirek Dergisi’nin 15. sayısında yayınlanmıştır.]

Hakkında admin2

Bunu Okumaya Ne Dersin?

#bozcaadabizim #bozcaadaonların #bozcaadahepimizin

Yeni sayıda ne yazmalı diye düşünürken, hop diye gündemimize düştü ihale haberleri. “Nasıl yazmadan durayım? …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir