Biz, “Yaz bitti, sonbahar geç gelecek” derken, ne bilelim sonbaharın çınar yapraklarıyla beraber adanın sevilen simalarını ve adaya geçmişte iz bırakmış dostlarını da savrulup götürecek. 1999 yılında yine bir sonbahar eylülü, yazdan kalma günlerini yaşıyor. O zamanlar iki film birden sloganını aratmayan bir sinema platosuna hakim bir ada sonbaharı yaşanıyor. …
Yazının Devamı »Adanın sofraları III
1990’ların başlarından itibaren adadaki evin sofralarında konuşulanları önemseyip kulak kabartacak kadar büyümüştüm. Artık sofra sadece yemek için tertip edilen bir masadan ibaret değildi gözümde. Bozcaada’dan ve diğer adalardan (aralarında ailemizin bir kökünün dayandığı “uzak vatan” Girit de vardı), Kasımpaşa’dan Kuzguncuğa varıncaya İstanbul’un semtlerinden, dedemin babası Mehmed Şerif Bey’in esarette kaldığı …
Yazının Devamı »Aynalı
Bu güzelliğin adı “Aynalı”. Adını kızım koydu. Anı kalsın diye hikâyesini paylaşmak istiyorum. Bozcaada’dan sevgili arkadaşım Günay’la birkaç sene evvel adada keçiciliğin gittikçe azaldığına dair hasbihâl etmiştik. Günay da kendilerinin de keçi beslediğini ama gittikçe zor hale geldiğini söylemişti. Zira babası Ruhi amca yaşlanmış, Günay’ın üzerindeki iş yükü de yıllar …
Yazının Devamı »Adanın kaybolan değerleri
Cumhuriyetin kazanımlarından biri de Sümerbank fabrikalarıdır. Sonraları tüm ülkeye, en ücra köşelere Sümerbank satış mağazaları olarak dağılmıştır. Atatürk 1933 yılında sanayi ve teknolojiye destek amaçlı Sümerbank’ı kurmuş, 1935 yılında da Kayseri’ye ilk Sümerbank kumaş fabrikası, daha sonra da Nazilli kumaş fabrikası açılmış, ülkenin en mahrum bölgelerine bile dağılan mağazalarla hizmet …
Yazının Devamı »Can’ın ardından
Karabük’te görevliydik. Bir akşam çıkageldiler kardeşim Süleyman’la birlikte; aynı gemide askerdiler, sürpriz yapmışlar, bize uğramışlar bayram izninde. Nasıl mutlu olduk; zaten gurbetteyiz, hısım akrabalık, çocukluğumuz… Kurmuştuk sofralarımızı, gülüş cümbüş, hayaller, güzel günler görmekti dileğimiz. Can eniştemin yeğeniydi. Fakat sadece bu değildi, akrabalık da vardı babalarımızdan ötürü. Yan yana iki ayrı …
Yazının Devamı »Adanın eski sofraları
1970’lerden beri Poyrazliman’daki evimizde çok sofra kuruldu, çok misafir ağırlandı.1980’lerin sonlarından itibaren, ben de bu sofraların parçasıydım. Eskiden her hanede fotoğraf makinesi olmadığından, sofralarla ilgili esas bilgi dilden dile dolaşan hikâyelerindeydi. Bu hikâyeleri, becerebildiğimce toplamaya çalıştım. Elimdeki bazı fotoğrafları bu hikâyelerle eşleştirebildiğimde de, ortaya adalı bir ailenin yaz sofralarına dair …
Yazının Devamı »Adada bir bayram sabahı
Bayramlar adada çok özeldi. Milli bayramlar da dini bayramlar da adalılar için festival havasında geçerdi. Zamanın zaten yavaş aktığı adada hazırlıklar, hayata mana katma, akışı biraz daha hızlandırma, sosyalleşme çabalarının yegâne sebeplerindendi ve belli bir ritüelin parçaları şeklinde uygulanagelirdi. Evimizin yan tarafı amcama ait boş bir arsaydı. Öğretmen lojmanlarının hemen …
Yazının Devamı »Sonbaharın savrulan yaprakları
Biz, “Yaz bitti, sonbahar geç gelecek” derken, ne bilelim sonbaharın çınar yapraklarıyla beraber adanın sevilen simalarını ve adaya geçmişte iz bırakmış dostlarını da savrulup götürecek. 1999 yılında yine bir sonbahar eylülü, yazdan kalma günlerini yaşıyor. O zamanlar iki film birden sloganını aratmayan bir sinema platosuna hakim bir ada sonbaharı yaşanıyor. …
Yazının Devamı »Bozcaada’da 10 yıl geride kalırken
2007’nin yazında ilk kez adaya gelirken, gemide (arabalı vapura biz burada gemi diyoruz) nasıl büyük bir şaşkınlık yaşadığımı dün gibi hatırlıyorum. İnternette fotoğraflarda gördüğüm ada, bu değildi; oradaki ışıl ışıldı, bu gerçek hali ise çorak, neşesiz, soğuk görünüyordu. Gemi, limana girince her şey değişti; yüzüm aydınlandı. Haşmetli bir kale, kiremit …
Yazının Devamı »