Bozcaada’da Eylül ayının son günlerinde Halk Eğitim Merkezi Salonunda Sezon Değerlendirme Toplantısı yapıldı. Toplantıya Kaymakam Abbas Yeşilkuş ve Belediye Başkanı Hakan Can Yılmaz’ın yanı sıra Bozcaada halkı ve işletmeciler yoğun katılım gösterdi.
Bozcaada’da geride kalan turizm sezonunu değerlendirmek amacıyla akıllara gelen soru ve fikirlerin paylaşımı için bir toplantı tertip edildi. Yaklaşık 3,5 saat süren değerlendirme toplantısı hem yeni Kaymakam Abbas Yeşilkuş için bir tanışma niteliği taşıyordu, hem de adaya dair fikirleri, önerileri olan ada halkının sözünü söyleyeceği bir mecraydı. Söze ilk başlayan çiçeği burnunda Kaymakam Abbas Yeşilkuş, “Adanalıyım ama artık iki harfi çıkarttım ‘Adalıyım’ diyorum soranlara” diyerek sıcak merhabasını sundu salondakilere. Samimi, konuşkan, adayı hedeflerinin önceline koyduğunu her fırsatta belirten Kaymakam, GESTAŞ’ın sefer saatlerindeki değişken tutumu karşısında da görüşlerini dile getirerek, “Gerekirse vururuz kapısına kilit, bir tane feribot yaklaşamaz. Ada bizim. GESTAŞ bizim dediğimizi yapmak zorunda” dedi. Eşine “Hastalanmamak için dua et” dediğini söyleyen Abbas Yeşilkuş hastane konusunda da önemli girişimlerde bulunduğunun altını çizdi. Üniversite konusuna temkinli yaklaşan Kaymakam, gerekli altyapı çalışmaları yapılmadan üniversitenin adaya yeniden gelmesine sıcak bakmadığının altını çizdi.
Trafik düzenlemesini mantıklı bulduğunu ama Bozcaada’nın ilerki zamanda tamamen motorlu araçlara kapalı olmasını dilediğini belirten Yeşilkuş, adanın sorunlarını konuşmak üzere her ay düzenli toplantılar organize etmek istediğini söyledi.
BELKİ DE ÖLDÜK, CENNETTEYİZ!
Belediye Başkanı Hakan Can Yılmaz da, turizm sezonunun mümkün olduğunca iyi geçtiğini belirtti. Adayı bugüne kadar korudukları için eski başkan ve kaymakamlara özellikle teşekkür eden Yılmaz, “Benim de elimden gelenin en iyisini yapmaktan başka düşüncem yok” diyerek interaktif bir toplantı için salondaki katılımcılara söz verdi.
Yaklaşık olarak 150 kişinin katılım gösterdiği toplantıda birçok kişi söz alarak fikirlerini sundu. Gazateci ve dergimizin de yazarı Haluk Şahin, Havai’den Bozcaada’ya gelen Amerikalı bir dostunun, “Belki de öldük ve cennete geldik ama farkında değiliz” sözünü paylaşırken, aynı zamanda geleceğe bırakılacak bir ada için yükümlülüklerimiz olduğundan bahsetti.
BOZTİD adına söz alan Emrah Ataol, adadaki altyapı problemlerinden, personel sıkıntısından, GESTAŞ’la alakalı problemlerden bahsetti.
Bozcaada Forum’dan Fırat Tunabay kısa süren konuşmasında, “Bozcaada turizminin karakteri yok. Kültür sanat adası mı, kruvaziyer turizmi mi, festivallerle anılan bir ada mı burası? Ayrıca festivallerdeki tekno müziğin buraya uygun olmadığını düşünüyorum” diyerek turizmin karakteristiği üzerinde durdu.
BURASI GESTAŞ ADASIDIR
Reşit Soley ise “Bozcaada hedefleri konmamış bir yer. Dünyanın en güzel adası da değil. Adalılarla konuşursanız çok da mutlu olmadıklarını görürsünüz. Çocuğum için bir tanımı yok buranın. Burada büyüyecek ama burada yaşayacağının garantisi yok. Servis, eğitim, davranış biçimleri, hijyen, temizlik önemli konulardır. Turizm başka bir şeydir, çarşaf satmak başka bir şey. Artık Bozcaada değil, GESTAŞ adası vardır. 12 ay Bozcaada’da yaşayan insanlar önemlidir,” diyerek kafasındaki Bozcaada hakkında görüşlerini dile getirdi.
Bu noktada söz olan Kaymakam ve Başkan, Reşit Soley’in ‘GESTAŞ adası’ tanımına katılmadıklarını belirttiler. Başkan Yılmaz ayrıca, Belediye otobüsü ile Çanakkale’ye adalıların artık feribot ücreti ödemeden geçtiğini, bu uygulamayı yürürlüğe koyduktan kısa süre sonra siyaseten karşısında duran bazı kişilerin kendisini şikayet ettiğini katılımcılarla paylaştı.
Toplantı esnasında söz alan Gökhan bey, ilginç bir öneri sunarak yurt dışı örneklerini dile getirdi ve adaya gelecek insanlardan, adaya verecekleri tahribata karşı ek bir ücret alınmasını önerdi. Ada içinde farklı dengelerin olduğunu, adanın kendi iç dinamiklerinin bulunduğunu ve bunun için de hassas ayarın gerekliliğini belirtti.
Yazarımız Cahit Yalçın da söz alanlar arasındaydı. Yalçın, “Yazın günde birçok feribot seferi varken şimdi birden kesildi, moralimiz bozuldu. Kışın biz bize kalıyoruz ve ancak bir iki meyhane, bir iki kahvehane açık. Bağcılık ve şarapçılık zarar gördü. Turizm de giderse yandı gülüm keten helva. Kömürün torbası geçen yıl 14 TL idi, bu sene 17 TL olacak. Yerel yönetim yardım edecek mi?” diyerek yaklaşan kışa dikkat çekti.
DENİZE İYİ BAKMAMIZ LAZIM
Nazmi Erbatur 27 yıldır Bozcaada’da işletmeci olduğunu, artık konuşabilen bir ada olduğu için mutlu olduğu belirtti. Ayazma’daki işletmesine tuvalet ve duş yaptığı için yargılandığını, bunun müşterileri için bir ihtiyaç olduğunu yetkililere dile getirdi.
Fikret Okuş da, adadaki kitlenin üçe ayrıldığını; adada doğup büyüyenler, sonradan adaya gelip artık adalı olanlar ve 2000’li yıllar sonrası adada ticari bir faaliyete kapı açanlar olarak birlikte yaşadıklarından bahsetti. Her üç grubun da fedakarlık yapması gerektiğini belirten Fikret Bey, “Kültür sanat, bağcılık, şarapçılık, turizm elbette önemli ama en önemli şey ‘deniz’. Denizimize iyi bakmalıyız, korumalıyız. Deniz iyi olmazsa, GESTAŞ isterse 15 dakikada bir sefer yapsın fayda etmez,” dedi.
Eski Başkan Mustafa Mutay, “Üniversite tekrar geri gelmeli, adaya çok faydalı oldu. Evet sıkıntılar vardı ama çözülmeyecek şeyler değil. Ayrıca esnaf odasının fiyat politikası daha iyi belirlenmeli” diyerek görüşlerini sundu.
ORTAK PAYDAMIZ BOZCAADA
Bozcaada Haber’den Serkan İlik de yıl içerisinde birkaç defa yaptıkları yüksek fiyatlı oda kiralanması haberlerini hatırlatarak, “Oda fiyatları bayram zamanı fahiş rakamlara çıkıyor, fırsatçılık yapanların kontrol edilmesi gerekiyor. Sosyal medyada araştırırsanız Bozcaada kelimesinin hemen yanında ‘pahalılık’ çıkıyor,” diyerek konuyu yeniden gündeme getirdi.
Türkan Çim Işık da söz alarak, “Herkes doğru şeyler söylüyor. Ortak paydamız Bozcaada. Yerel halkın ve işletmelerin birbirine saygı göstermesi gerekiyor. Kapı önünü her gün süpüren de var, 100 gün boyunca süpürgeyi eline almayan da. Birlikte yaşama kültürünü geliştirmeliyiz. Bunu bize öğretecek insanlara ihtiyacımız var” dedi.
Toplantı sonunda Kaymakam Abbas Yeşilkuş, adalı halk için kışlık odun ve kömür için pazarlık yapabileceklerini, bir arada olunursa pazarlık gücünün artabileceğinden bahsetti. Ayrıca Avrupa Birliği fonlarıyla desteklenen bir projesi olduğunu ve sadece 12 ay Bozcaada’da yaşayanlara yakında bunu açıklayacağını belirtti.
[Bu yazı Ekim 2015’de Bozcaada Mendirek Dergisi’nin 9. sayısında yayınlanmıştır.]